İl Milli Eğitim Müdürlüğü uhdesinde yürütülen veli akademileri projesi kapsamında, Uzman Psikolog Danışman Nuran Sarıkaya Sizgen tarafından 4 Aralık 2020 Cuma günü saat 21.00'de okulumuz velilerine yönelik sunulan "Kişisel Mutluluğumuz Neden Önemli?" konulu çevrimiçi seminer notları sizlere sunulmuştur.
Merhaba bu akşam kişisel mutluluğumuz üzerine sizinle bir yola çıkalım. Bu iki kavram üzerine düşünelim.
Mutluluk hepimizin zaman zaman bulduğu veya bulamadığı ama hep aradığı bir duygudur. İnsan iki temel duyguyu tanımlayarak doğar, doğduğu andan itibaren ona bakım veren kişi annesi, memesini ve sevgisini verir ve ihtiyaçlarını karşılarsa haz alır ve sorun yaşamaz, o anlarda bebek mutlu ve huzurludur. Çeşitli nedenlerden dolayı anne bakımını geciktirir veya sağlayamaz ise bebek kendini kötü hisseder ve agresyona düşer huzursuz olur ve ağlar. İlk hissettiğimiz duygularımız ya iyidir ya da kötüdür. Bebeğin beklemeye tahammülü yoktur ve anneye güven duygusu henüz oluşmamıştır.
Bu devinim daha sonraki hayatımızda da sürekli var olur. İhtiyaçlarımız karşılanırsa haz alırız karşılanmaz ise agrasyona düşer üzülür ve ağlarız. Bazen öyle bazen böyle hayatımız bu şekilde devam eder.
Haz ve mutluluk evresinden kötü evreye geçtiğimiz dönemlerde bu yaşamımızda bile, tüm gücümüzle yeniden haz ve mutluluk evresine geçmek için birçok uğraş veririz. Bebekler bile ağlayarak bize sesini duyururken, büyüdükçe başka çareler ve çözümler üretiriz. İhtiyaçlarımızı gidermek için elimizden geleni yaparız. En çokta sarılıp sarmalanmak isteriz.
Bebeklere gösterilen bu hassasiyet çocuk büyüdükçe hele hele yetişkin olunca unutuluyor. Oysaki ihtiyaçlarımız hayat boyu devam etmektedir. Biz yetişkinler mutluluk evresine geçmek için neler yapıyoruz. Ne kadar süre hangi evrede kalıyoruz veya kim bizi sarıp sarmalıyor, destek veriyor? Geçecek, bekle zaman var, diye söyleyerek bizi kim yatıştırıyor. Hayatımızda bu tür ilişkilere her zaman ihtiyaç duyarız.
Bunların hepsini düşündükten sonra vereceğimiz cevap bence şu olabilir. İnsanın seçimleri, hayatla mücadele gücü, sabrı, inancı, güveni, yaşamı algılama biçimi her insan için kendine özeldir. O yüzden her insanın mutluluk anlayışı ve mutluluk duygusunu yaşayışı da birbirinden farklıdır. Bu yüzden mutluluğun bir reçetesi yoktur. Kişi kendini iyi tanır ve bilirse mutluluğu yakalayabilir. Kişisel mutluluğumuz yaşam kalitemiz için dikkat etmemiz gereken önemli unsurlardan biridir.
İnsan ilişkisel bir canlıdır ve tek başına yaşayamaz. İlişkilerle hasta olur ve ilişkilerle iyileşir. En yakınımızda kimler var ve onlarla nasıl ilişkilerimiz var. Özellikle evlatlarımızı nasıl bir ilişki ağının içinde büyütüyoruz. Kişisel mutluluğunu başaramayan bir kişinin etrafına özellikle de çocuklarına vereceği zararları fazlaca önemsemeliyiz. Mutlu anne ve babalar mutlu çocuklar yetiştirebilir.
Peki, ama nasıl diye soracaksınız mutlu olmak kolay mı? Veya ben mutsuzum diyecekseniz size küçük küçük bazı önerilerim olacak.
Mutluluk küçük şeylerdir. Çoğu zaman farketmediğimiz. Her sabah sağlıkla ağrısız sancısız uyanmak derin bir nefes alabilmektir. Demli bir çay, sıcak ekmektir. İçtiğimiz su, sarıldığımız, sevdiklerimizin olmasıdır. Bir omuzdur sarılıp ağladığımız. Akşamları huzurla girdiğin yuvandır. Saçını okşayan rüzgâr, yüzüne damlayan yağmurdur. Aydınlık gökyüzüdür. İçimizi ısıtan güneştir. Mutluluk sevgidir gözlerde, şükretmektir içtenlikle, kalbinin attığı yerdir. Bütün evreni ve tabi önce kendini sevmektir mutluluk. Sevgidir koşulsuz ve şartsız karşılıksız sevgidir.
Bunlar güzelde hocam, bu ortamda gel de mutlu ol diyeceksiniz. Covid 19 yeteri kadar hayatımızı mahvetti, evlerdeyiz 9 aydır. Çocuklar okula gidemiyor, kimimiz işsiz. Tamam... Dedik ki kötü bir dönem geçiriyoruz. Bunu konuşmak, ağlanıp sızlanmak, gözümüzde büyütmekten başka ne işe yarıyor.
Sorunlar konuşulunca azalıyor mu? Sorunlarımızı zaten bilmiyor muyuz ama çözüm üretmek ve fırsatlarımızı yakalamak için mücadele ediyor muyuz? Hayat ta hep düşündükleriniz başınıza gelmedi mi? O zaman kötüleri düşünmek yerine olumluları neden düşünmüyoruz? Neden kendimize ve hayatımıza acımayı seçiyoruz.
Hayatımızı şekillendiren biz isek yaşadığımız her anla ilgili düşünce duygu ve davranışlarımızı da şekillendirebiliriz. Olumsuz duygu ve düşünceden olumlu olanlarına geçersek davranışlarımızda değişen duygu ve düşüncelerimizle birlikte değişecektir. Davranışlarımız değiştiğinde ise ilişkilerimiz değişime uğrayacaktır. Değişmeliyiz çünkü dün geçti, yarın ne olacağı bilinmiyor. Tek gerçek şu an ve çocuklarımız bizim geleceğimizdir.
Sevdiklerimiz için yapmaya mecbur olduğumuz en önemli görevimiz mutlu bir insan olabilmektir. Mutlu olmak için;
Çalışmak ve üretmek en önemli haz kaynaklarından biridir, bugün ne ürettiniz? Bu üretim kimlerin ne işine yaradı? Ne kazandınız?
Kendiniz için ne yaptınız bugün aynaya baktınız mı? Mesela güzel giyindiniz mi? Saçınızı taradınız mı? Ya da bir dostunuza merhaba dediniz mi? Sevdiklerinizi aradınız mı?
Kendinize yeni bir bilgi, beceri kattınız mı? Yapamadığınız bir şeyi yapmayı denediniz mi? Başarı insanı en mutlu eden unsurlardan biridir.
Düşüncelerinizde ki olumsuzları olumlularla yer değiştirmeyi denediniz mi?
Bir çözüm düşündünüz mü? Ya da düşündüğünüz sorunla ilgili bir çözümü uygulamaya koyabildiniz mi?
Hayatınızda neyi beğenmiyor iseniz değiştirmek için yeni bir şey denediniz mi?
Ne yapmaktan hoşlandığınızı biliyor musunuz?
Gökyüzüne baktınız mı bugün? Hava nasıl?
Şükrettiniz mi bugün? Ya da sevdiniz mi herhangi bir şeyi?
Eğer bunları bugün denemedi iseniz, yarın deneyebilirsiniz, sabah güne başladığınızda lütfen bu satırları hatırlayın ve küçük küçük denemeler yapın ve kişisel mutluluğunuza bir şans tanıyın.
Mutluluk bir seçimdir ve bu seçiminiz evlatlarımızı da etkiler, yakınınızdaki herkesi etkiler. Mutlu insanlar etrafa ışık ve sevgi saçar.
Mutlu olun, şükredin, sızlanmayın ve şikayet etmeyin. Çözüm üretin.
Olana sabır gösterin. Her şerde hayır vardır. Umutla dolu yaşayın. Bir başkasına iyilik yaparken de kötülük düşünürken de aslında her şeyi kendimiz için yaptığımızın farkına varın. Geleceğimizi şu an yaptıklarımız şekillendirecek ve geleceğimiz çocuklarımızı. Onlarında kişisel mutluğu da bir bakıma bizim elimizde ve bunu öğretecek olanda bizleriz. Bizim onlarla kurduğumuz ilişkilerimizin biçimi onu şekillendiriyor.
Bu zor günlerde belki de arzu etmediğimiz kadar hepimiz bir aradayız.
Fazlaca bir arada olmak, zor durumlar yaşatıyor olabilir.
Ya da işimizi evden yapıyor olmak. Her durumda mutlu olmak için bir sebep bulmanızı umut ederek hayata bakış açınızı değiştirmenizi ve mutlu olmayı seçmeyi istemenizi diliyorum. Mutluluk bir seçimdir ve bulaşıcı etkisi vardır ve çocuklarımız bizim gözümüzün içine bakıyor unutmayalım.