Velilerimize her hafta sonu faydalı bilgiler sunmayı amaçlamaktayız.
Çocuk, anne, baba, öğretmen ve okul iletişimleri, çocuk gelişimleri üzerine yer alacak çalışmaları özenle okumanız ve faydalı olması dileğiyle...
Bu haftasonu için yazımız okulumuz müdür yardımcısı Ayşe SİPAHİ' den. Kendisine teşekkür ederiz.
GÖRÜNMEYEN TEHLİKE "Covid-19"
Çok değil, iki ay öncesine kadar biri çıkıp "Bir virüs çıkacak, okullar kapanacak, herkes maskeyle dolaşacak, insanlar evlerinden çıkamayacak." deseydi anlamsız bir şaka gibi gelirdi, çoğumuz inanmazdık. Şimdi ise tam da bu gerçeği yaşıyoruz.
Dünya halkıyla birlikte, hepimiz daha önce hiç deneyimlemediğimiz, yalnızca filmlerde olur diye düşündüğümüz bir süreçten geçiyoruz. Ne yazık ki, hiç karşılaşmak istemeyeceğimiz "Bu bizim başımıza gelmez." dediğimiz olumsuzluklara şahit oluyor, gün gün gelişmeleri izliyoruz. Bir yanımız hala belirsizlik ve şaşkınlık içindeyken bir yanımız duruma uyum sağlamaya çalışıyor.
Görünmeyen tehlike, hayatımıza birçok yenilik de getiriyor. Hepimiz 14 gün kuralını ezbere biliyoruz. Önceleri bayramlarımızın vazgeçilmezi olan kolonyayı sürekli yanımızda taşıyoruz. Çocuklarımıza ellerini "İyi ki doğdun ..." şarkısı eşliğinde yıkatıyoruz. Okulu evimize taşıyoruz. Teknolojinin hayatımızdaki gerekliliğini fark ediyoruz. Çok sıradan sandığımız bakkal alışverişlerinin bile hayatımızda ne kadar önemli yer tuttuğunu görüyoruz. Sevgimizi dokunmadan göstermeyi öğreniyoruz.
Biz, yakınlarımıza sarılmayı, öpmeyi, dokunmayı seven sıcakkanlı bir milletiz. Uzak durmak, bizim toplumumuzda saygısızlık, kendini beğenmişlik gibi görülür. Ama bugünlerde yakınlarımızı korumak için zorunluluk oldu dokunmamak. Bu süreçte "sosyal mesafe" koymamız gerektiğini kabulleniyor, büyüklerimize de anlatıyoruz. Annemizi, babamızı, büyüklerimizi, çocuklarımızı kısacası değer verdiklerimizi korumanın birinci koşulunun kendimizi korumak ve kişisel "karantina" uygulamak olduğu gerçeğiyle yüzleşiyoruz.
Covid-19'un etkileriyle, insani değerler konusunda diğer ülkelerden ne kadar farklı olduğumuzu da görüyoruz. Kıymetlilerimiz olan yaşlılarımızı korumak ve ihtiyaçlarını karşılamak için hep birlikte seferber oluyoruz. Evde yalnız kaldıklarında sıkılmamaları için uzaktan çareler üretiyoruz. Her ne kadar zarar görmelerinden endişelensek de medya aracılığıyla dışarı çıkabilmek için neler yapabildiklerini izleyip önce bir gülümsüyor, sonra yine evde kalmalarını temenni ediyoruz.
Ve dönemin en önemli kuralı, "EVDE KAL"... Hepimiz, bu dönemi en az zararla atlatmamızın yolunun EVDE KAL'mak olduğunu biliyor ve hassasiyetle uyguluyoruz. Tabii ki bunun bizim için kolay olmayan yanları var. Alışık olmadığımız kadar uzun süre evlerimizde ailecek bir arada kalıyoruz. Annelerin evdeki iş yükü artıyor. Çocuklarımız dışarı çıkamadıkları için evde çok daha hareketli ve gergin oluyorlar. Belki bazen hırçınlaşabiliyorlar. Anne-baba olarak eğitim-öğretimden geri kalacaklar düşüncesiyle endişeleniyoruz. Geleceğe dair belirsizlik, bu durumun ne kadar süreceğini bilememek hepimizi ürkütüyor. Ama her şeye rağmen bu zorunlu sürecin olumlu yanlarını da görmeliyiz. Çalışan anne babalar çocuklarıyla daha uzun vakit geçirme imkanı buldular. Çocuklarımızla birlikte oyun oynamanın, resim yapmanın tadına vardık. Yeni yemekler pişirir olduk. Kitap okumak için bolca vakit kazandık. İçinde yaşadığımız bu tüketim çağında tüketmeyi bırakıp üretim yapar olduk.
Unutmayalım ki, bu süreci en iyi şekilde geçirmek bizim elimizde. Durumun ciddiyetini farketmek, tedbirli olmak, temizlik ve hijyen kurallarına istisnasız uymak, sosyal mesafeyi korumak, önemli ihtiyaçlar dışında dışarı çıkmamak hepimiz için zorunluluk. Evde kaldığımız süre içinde çocuklarımızı onların anlayacağı şekilde bilgilendirmek, oyuna ve eğlenmeye ihtiyaçları olduğunu unutmamak, birlikte yapacağınız etkinliklerin onları mutlu edeceğini bilmek çok önemli. Bu süre zarfında; ev işlerini paylaşmak, birlikte yemek yapmak hem güzel vakit geçirmeyi hem de çocuklarımızın sorumluluk almasını sağlayacaktır. Hep birlikte kitap okuma saatleri belirleyip onlara örnek olmanız çocuklarınızın da kitap okuma alışkanlığını artıracaktır. Birlikte resim yapmak onların hayal güçlerini zenginleştirecektir.
Bizler; idari kadromuz, öğretmenlerimiz ve personelimizle siz velilerimiz ve öğrencilerimiz için gerekli tüm çalışmaları yapmaya devam ediyoruz. Web sitemizden de takip ettiğiniz gibi personelimiz okulun her köşesini temizleyerek öğrencilerimiz için hazır hale getiriyor. Çok değerli öğretmenlerimiz, öğrencilerimizle çalışmaya devam ediyor, yaptıkları çalışmaları takip ediyor ve uzaktan eğitim yapabilmek için teknolojinin bütün imkanlarını kullanıyorlar. Okul idaresi olarak, Bakanlığımızın bu konuda yapacağı yenilikleri ve uygulamaları sizlere ulaştırmak için çalışıyor; güncel bilgileri ve gelişmeleri web sitemizden, twitter ve sosyal medya hesaplarımızdan sizlerle paylaşıyoruz.
Hepimiz 50. Yıl Ahmet Merter İlkokulu ailesinin üyeleri olarak burada, evimizde, görevimizin başındayız. Siz değerli velilerimize; bu zorunlu uzaktan eğitim sürecini bir tatil olarak görmeyip öğrencilerimize destek, bizlere yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederiz.
Önceliğimiz Sağlığınız, Önceliğimiz Hayatınız.
En kısa zamanda güvenle, okulumuzda, sıralarımızda görüşmek dileğiyle, uzaktan sevgimizle, uzaktan eğitimle, EVDE KAL'ın, sağlıkla kalın...
Müdür Yardımcısı Ayşe SİPAHİ